Hepimizin evinde bulunan ve her yeni yıl özenle duvara asılan Ülkü Vasıf Takvimi vardır, daha yaşlı olanlar ise klasik “saatli maarif takvimi”ni tercih ederler. Malum androit ve IOS’tan önce modumuzu belirleyen uygulamalara buradan ulaşılırdı.
Kırkikindi yağmurları kırk gün kadar gecikti. Oturup bu yağmurları beklemiyorsanız sorun yok ve fakat işinizi gücünüzü Kırkikindi yağmurlarına göre ayarlamışsanız ayvayı yediniz. Her işinizi kırk gün kadar ertelemeniz gerekiyor.
Evet ama, bütün dünya durup, kırk gün kadar sizi bekleyemez ki. Sizi sarmalayan olaylar kırk gün kırk gece askıya alınamaz ki!
En iyisi işini Kırkikindi yağmurlarına göre ayarlamamak. Eskisi kadar düzenli gitmiyor yerkürede bu işler. Mevsimler birbirine ödünç günler veriyorlar. Her mevsimde dört mevsimden günler görmek olası artık.
Ozon tabakasının bekareti bozulduğundan beri, eskisi gibi Ömer Hayyam takvimine göre gününde patlamıyor Koz kavuran fırtınası, bir de bakıyorsunuz o yıl pas geçiyor Ayandon fırtınası.
Leyleklerin gidişinin kesin olarak saatli maarif takviminde belirtilmesinden sonra günlerce bir sürü aylak leylek görülüyor gökyüzünde, gitmeyen anarşist leylekler gözümleniyor. Vizesi bitmiş bu leyleklerin ülkemizi terk etmeyişi polisi zor durumda bırakıyor.
Cemrenin düştüğünün söylendiği gün düşüp düşmediği de belli değil. Cemrenin düştüğünü gözle gören yok ki. “Bugün düştü!” deniliyor. Biz de; “Hayırlı olsun. İnşallah yumuşak bir düşüş olmuştur, sayın cemre bir yerini incitmemiştir!” biçiminde geçiştiriyoruz olayı.
“Saat kaçta düşmüş?” diye merak edip soran yok. Bu zaten bize yeni bir baharı müjdelemekten ibaret, cemrenin düşüşüne bağımlı faaliyetlerimiz yok. Yalnızca o gün daha erken içkiye oturmanın aranılan sebebini oluşturuyor.
“Artlim erken başlamışsın!”
“Eee, bugün cemre düştü!”
Düşmese içmeyecek miydi?
Niye içmesin?
Artlim bugün içkiye oturuşunun törensel nedenini belirtiyor. Bu yüzden bayılıyorum saatli maarif takvimine, her gün içmek için tarihi bir sebep sunuyor bize.
Zafer Memet