Neden bu kadar çok insan mutsuz ilişkilerini sürdürüyor?

Mutsuz bir ilişkinin çözümü, sadece bir gözlemci olduğunuzda çok basit görünüyor. Ayrılırsın, yoluna devam edersin, mutlu olursun.

Keşke o kadar kolay olsaydı çünkü bu işlerde kılavuz yok. Her ilişki farklı.

Hepimiz öğüt vermede iyiyizdir, ancak bu kendimizle değil başkalarıyla ilgili olduğunda. İşte burada sıkışıp kalıyoruz.

Çok fazla yatırım yaptığınız bir şeyden uzaklaşmak asla kolay değildir. Duygusal yatırımın yanı sıra, aile veya ortak alan gibi insanları birbirine bağlayan başka yatırımlar da var. Tüm bunlar, neden bu kadar çok insanın mutsuz bir ilişki içinde kalmayı seçtiğini açıklayabilir.

Independent dergisindeki yakın tarihli bir makale, son on yılda evlilikte yaşam kalitesiyle ilgili toplanan çeşitli istatistikleri vurguladı ve sonuçlar iç karartıcı.

2012’de yazar ve yönetmen Dana Adam Shapiro, Haklı Olabilirsin veya Evlenebilirsin (You Can Be Right or You Can Be Married) adlı kitabında, çiftlerin yalnızca %17’sinin ilişkilerinde mutlu olduğunu bildirdiğini yazdı.

2015 tarihli başka bir araştırma, insanların1/4’ünün partnerine “aşık” olmadığını, 1/5’inin ise evliliklerinde “tuzağa düştüğünü” hissettiğini bildirdi.

Yakın zamanda, 2021’de yapılan bir anket, evli çiftlerin neredeyse yarısının çocukları nedeniyle birlikte kaldığını, 1/6’sının ise bekar olma “lükslerine” sahip olmadıkları için bir ilişki içinde kaldıklarını söylediğini ortaya çıkardı. Görünen o ki, barınmanın pek çok bekar için karşılanamaz bir masraf olduğu bir zamanda, ilişkileri sürdürmenin temel kriteri finansal güvenlik.

Peki ama, birlikte yaşamadan ilişkinizi nasıl test edeceksiniz?

Klinik psikolog Sally Austen, Independent’a bu pratik kaygıların çok büyük bir rol oynadığını söyledi: “İnsanlar mutsuz ilişkiler içinde kaldıklarında, bunun nedeni genellikle fayda-maliyet analizinin ayrılmaya karar verirlerse daha kötü durumda olabileceklerini göstermesidir. Neyin ‘maliyet’ ve ‘fayda’ oluşturduğu bireye bağlıdır ve barınma ve finansal istikrardan güvenlik ve sosyal koşullara kadar değişebilir.”

Bir alanı paylaşmak maliyetleri kesinlikle düşürür, ancak birlikte yaşamak aynı zamanda bir istikrar ve aşinalık duygusu sağlar, bu iki şeyden kurtulması çok zordur. Ve bazen bir ilişki, kendi içinizdeki daha büyük sorunları saptırmak için bir araçtır, bu nedenle, ayrılıp diğer tarafta sizi bekleyen şeyle yüzleşmektense birlikte kalmak daha güvenlidir.

İlişki danışmanı Callisto Adams ise ilişkimizde pek mutlu olmadığımızı gösteren işaretlere dikkat çekti: “Eşinizle vakit geçirmektense yalnız vakit geçirmek sizi daha mutlu ediyorsa, aşkın bittiği bir ilişkinin içinde olabilirsiniz.”

Ama aranızda hala sevgi varsa ve bu zor zamanı atlatmak istiyorsanız, Adams sizi neyin rahatsız ettiği konusunda mümkün olduğunca net olmanızı ve üzerinde çalışmak istediğinizden emin olarak bunu eşinize açıklamanızı öneriyor.

“İnsanlar oturup bu güvenlik açıklarını birbirleriyle paylaşırlarsa, belki üstesinden gelmenin bir yolunu bulabilirler” diyor Adams. Değilse, ilişkiyi bitirme zamanı gelebilir. Zor olabilir ama uzun vadede kararınızın faydalarını anlayacaksınız.

Facebook sayfamızı beğenin 
Bizi Twitter’da takip edin 
Bizi Instagram’da takip edin


Dikkat! Yukarıdaki makale/haber ancak şu şekilde iktibas edilebilir:
– Kaynağın radikal.gr/tr olduğu belirtilerek
– Makalenin/haberin sonuna kaynak ekleyerek
– Bu ikisinden birine aktif link ekleyerek

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Σχετικά Άρθρα