Cehalet öyle bir şey ki; insanı alır, evirip çevirip bambaşka bir varlığa çevirir. İnsan görünümünde aşağılık bir yaratık yapar kişiyi.
Lâkin zerre farkına varmaz bunun o kişi. Her zaman, her yerde, her şeyde haklıdır kendince cahil insan. Asla objektif bakamaz olaylara! Bakış açısı çok dar olduğu için hep görmek istediğini görür, anlamak istediğini anlar.
Nankör ve namert olur. Yalakalık ve hafiyelikle yer edinmeye çalışır toplumun arasında. Adam gibi konuşarak derdini asla anlatamaz. Kuyruğuna basılmış köpek yavrusu gibi çemkirmeye başlar en ufak olayda. Soru sormayı bilmez, sen sorsan cevap veremez.
Hep Müslümanlıktan, Allah’tan bahseder lakin Kur’an’ın ilk emrinin “OKU” olduğundan haberi yoktur.
Hoş, böyle insan zaten merak edip Kur’an-ı Kerim’in kapağını açıp okumaz ki Allah bize nasıl bir mesaj göndermiş diyerek. Televizyondan öğrenmiştir o her şeyi. Hatta kızar, sinir yapar okuyup öğrenme, kendini geliştirme derdinde olan insanlara.
Bu teknoloji devrinde, hayatımızı kolaylaştıran binlerce alet edevatı hep öğrenme ve kendini geliştirme derdinde olan aydın insanlara borçlu olduğunu unutur.
Ben de kendimi geliştireyim de, aydın bir kişi olarak insanoğlunun ilerleme gayretine ben de katkıda bulunayım, çorbada benim de tuzum olsun demek aklının ucundan bile geçmez.
En önemli özelliklerinden biri de güdülmeye çok müsait olmasıdır. Sürü psikolojisinin etkisi altındadır sürekli. Takip ettiği kişi siyaha beyaz, beyaza siyah derse, o odur artık onun için. Aksine asla ikna edemezsin.
Kısaca insan olarak dünyaya gelmiş bu kişi, insanlığını cehalete kaptırmıştır. Faydasından çok ta zararı olur çevresine. Lâkin asla farkına varmaz, varamaz bunun.
İyisimi; bunlardan uzak durun.
Selam verirsin başına bela alırsın böylesi ile.
Şarkıda nasıl demiş ozan:
Gel gönül, cahil nadanla sakın etme sohbeti
İnsan içre cemiyette hacil düşürür seni
Dost, dost, canım dost
Dost, dost, âlim dost
İçme namerdin suyunu
Derdine derman olsa da
Fitne fesat torbasında gezer mi kâmil insan?
Kâmil insandan sayılmaz, cahil sözüne uyan
Dost, dost, canım dost
Asi olma, âdemoğlu, boyun ey Allah’ına
Çek benliğini, sat pazarda, gel gir Hakk’ın rahına
Dost, dost, canım dost.