Nasreddin Hoca: Tarihin Gülümseten Bilgesi

Birgün Akşehir’de biri Nasreddin Hoca’ya sormuş: “Hoca, senin hikayelerin neden bu kadar ünlü?” Hoca, gülümseyerek cevap vermiş: “Benim hikayelerimle tarih arasında bir fark var mı ki?”

İştebu, tarihin en renkli figürlerinden biri olan Nasreddin Hoca’nın eşsiz zekasının ve mizahının bir örneğidir.

Bu köşe yazımda hikayeleri ile tarihi kişiliği ile hepimizin gönüllerinde taht kurmuş, hem güldürmüş hem de düşündürmüş, çocukluğumuzun vazgeçilmez masal kahramanı Nasreddin Hoca’yı benim bakış açımdan biraz anlatmaya çalışacağım.

Nasreddin Hoca,13. yüzyılda, Akşehir’de doğmuş ve orada yaşamış bir bilgedir. Ancak onun hikayeleri sadece Akşehir ile sınırlı kalmamış, tüm Anadolu’ya, hatta Orta Asya’ya, Balkanlar’a, Arap ülkelerine kadar yayılmıştır.

Neredeyse her kültürde bir Nasreddin Hoca hikayesi bulabilmek mümkündür. Peki bu hikayeler neden bu kadar ünlü?

Birincisi, Hoca’nın hikayeleri evrenseldir. İster küçük bir köyde, isterse büyük bir şehirde yaşayın, Nasreddin Hoca’nın hikayelerinde kendinizden birşeyler bulabilirsiniz. İnsan doğasının, hatalarımızın, komikliklerimizin bir yansımasıdır onunhikayeleri.

İkincisi, hikayeler basit ama derindir. Mesela, birgün Nasreddin Hoca’ya biri “En karanlık yer nerededir?” diyesormuş. Hoca da “Paranın olmadığı cebindedir” demiş. Bu hikaye, hem güldürüyor hem de düşündürüyor.

Son olarak, Nasreddin Hoca hikayeleri, tarihsel olaylara, sosyal sorunlara veya güncel meselelere dair derin bir bakış açısı sunar. Ancak bu bakış açısı, ağır bir dille değil, mizahi bir yaklaşımla sunulur.

Özetle, Nasreddin Hoca, tarih boyunca gülümsememize ve düşünmemize neden olan eşsiz bir kahramandır. Onun hikayeleri, zamanın ötesinde, kültürlerarası bir köprüdür. Ve belki de buyüzden, yüzyıllar sonra bile hikayeleri hâlâ taze ve canlıdır.

İşte size az bilinen bir Nasreddin Hoca masalı:

Bir gün kasabada büyük bir telaş başgösterir. Kasabanın meydanında devasa bir karpuz yetiştirilmiştir. Kimi kasabalılar bu karpuzun içinde cin olduğunu, kimi de bu karpuzun mutlaka bir hazine sakladığını düşünmektedir. Meydana toplanan kalabalık, bu dev karpuzun sırrını çözmek için kime başvuracaklarını düşünürken, biri “Nasreddin Hoca’ya gidelim, o ne derse doğrusudur” der.

Hoca çağrılır ve meydana getirilen bu dev karpuzgösterilir. Hoca karpuzu dikkatlice inceler ve etrafındaki kalabalığa döner. “Bu karpuzu kesip içine bakalım mı?” diyesorar. Kalabalık heyecanla “Evet, keselim!” der.

Hoca bıçağını çıkarır ve karpuzu yavaşça kesmeye başlar. Karpuzun içinden sadece karpuz çekirdekleri ve su çıkar. Hoca gülümseyerek kalabalığa döner ve “Gördünüz mü? Bazı şeyler sadece dıştan büyük ve gizemli görünür. Ama içine baktığınızda aslında ne kadar basit olduğunu anlarsınız” der.

Eğer birgün bir Nasreddin Hoca hikayesi duyarsanız, sadece gülümsemekle kalmayın, bir de derinlemesine düşünün. Kim bilir, belki de o eski hikayede, modern yaşamınıza dair bir ipucu bulabilirsiniz!

Facebook sayfamızı beğenin 
Bizi Twitter’da takip edin 
Bizi Instagram’da takip edin


Dikkat! Yukarıdaki makale/haber ancak şu şekilde iktibas edilebilir:
– Kaynağın radikal.gr/tr olduğu belirtilerek
– Makalenin/haberin sonuna kaynak ekleyerek
– Bu ikisinden birine aktif link ekleyerek

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Σχετικά Άρθρα