İbram Onsunoğlu: Karanlıkta parlayan bir yıldız – Mustafa Çolakali

Mustafa Çolakali ve İbram Onsunoğlu

İbram Onsunoğlu’nun doğumunun 75. yıldönümü için hazırladığımız dosyada, kendisi için Batı Trakya’nın en onurlu aydını” tanımını kullandık.

Bu pekçokları için fazla iddialı bir tanım olarak görülebilir, ama bize göre bu tartışma götürmez bir gerçek.

Azınlık tarihinden, pekçok değerli aydın, toplumuna çeşitli alanlarda hizmet vermiş bilim insanı, insan ve azınlık hakları mücadelesi vermiş aktivist geçti.

Bunların hepsi bizim kıymetlilerimiz olmakla birlikte, Onsunoğlu’nun yeri ayrıdır.

Çünkü İbram Onsunoğlu, bir Rönesans Aydını’ydı.

Zülfü Livaneli bu konuda şöyle diyor:

“Rönesans Yaratıcılığı” insanların birden fazla disiplinle meşgul olması ve birçok dalda eser vermesi anlamına gelir. Bir şair aynı zamanda ressam da olabilir, tıp alanında da çalışabilir, müzik de besteleyebilir. Hatta ondan böyle bir insan olması beklenir. Rönesans hümanisti evrensel düşünmeli, birkaç dil konuşmalı, felsefeyle ilgilenmeli, şiir yazmalı ve mutlaka bir enstrüman çalmalı, bu alanlarda eser vermelidir. Rönesans aydını böyle bir insandır ve tarih boyunca hiç kimse şaşırmamıştır bu duruma.

Onsunoğlu da tam da bu nedenle Rönesans Aydını’ydı: Psikitaytr-Doktor, şair, yazar, çevirmen, tarihçi (ki kendisi bunu kabul etmezdi) ve ikisi mükemmel düzeyde olmak üzere en az üç dil konuşan bir insan akları aktivistiydi.

Ama hepsinden önemlisi –geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiğimiz anma töreninde söylediğim gibi– bir öğretmendi, İbram agam: Kendisinden sonraki kuşaklara iyiyi, doğruyu, haklıyı, güzeli öğreten bir öğretmen.

Ve elbette, en büyük öğretisi, daha insancıl, daha adil, daha eşitlikçi, daha özgür bir toplum için, daha mutlu, demokratik ve çoksesli bir Azınlık için direnme öğretisiydi.

Bunun için de başlıca itiyacımız olan şeyin korkmamak olduğunu vurgulardı sürekli.

İki gün önce Aziz Nesin’in Benim Delilerim kitabında okuduğum bir tümce, aklıma İbram agamı getirdi: “Korkuya bile saygı duyarım, insancıl bir duygudur, ama korkudan korkmak iğrenç bişey.”

Memlekette ister bir taraftan, ister öbür taraftan Azınlık aleyhine faşizmin her yükseldiği dönemde en önde direndi İbram agam. Hem de öyle böyle değil, göğsünü siper ederek.

Ve elbette bedeller ödeyerek…

Sorgulara da çekildi, gözaltına da alındı, ‘Kara Liste’lere de alındı, mahkemelerde de süründürüldü ve en kötüsü, tüm bunlar olurken genellikle “dostları”, “yoldaşları” tarafından bir başına bırakıldı.

Özellikle memlekette Erdoğan faşizminin kudurganlaştığı 2016 sonrasında, o faşizme karşı bayraktarlığı üstlenince, yanında çok az dostu, yoldaşı kalmıştık.

Kendisini haftada bir arayıp akşam yemeğine davet edenler telefon etmez, yolda görenlerin bazıları yolunu değiştirir, bazıları ise arkasından iftira atar (ya da en hafifinden haksız eleştirir) olmuştu.

Onlara küsmüyordu. Acıyordu belki. Ama yine de bu vefasızlığı içine atıyordu pek belli etmese de.

Mahkemeler üstüste geliyor, tazminat davaları gırla gidiyordu.

Memleketin gelmiş-geçmiş en onurlu aydını, ömrünün son demini mahkemeler için savunma yazarak tüketiyordu.

Yine de yılmıyordu. “Yüz tane dava açmazlar mı! Davalarla mı korkutacaklar beni, parayla mı? Ben bu bildiklerimi ve bugüne kadar ifşa etmediklerimi mezara götürmeyeceğim. Bedeli ne olursa olsun!” diyordu.

Faşizmin karanlığında parlayan bir yıldız gibiydi, hepimizin gözünü kamaştırıyordu.

Ancak bu memleketin en onurlu aydının ömrü, yazmak istediklerini yazmaya yetmedi.

Daha doğrusu, yazdıklarından çok fazlasını yazabilirdi, iki günde bir Savcı huzurunda ifadeye çağrılmak zorunda kalmasaydı.

Yine de, kendisine tüm o acıları çektiren ve tarihin en pis, en karanlık sayfalarında yer alacak insan müsveddelerine inat, dimdik, onuruyla ve insanlığıyla göçtü aramızdan… Tarihin altın sayfalarında ve biz yoldaşlarının anılarında daima hatırlanmak üzere…

Facebook sayfamızı beğenin 
Bizi Twitter’da takip edin 
Bizi Instagram’da takip edin


Dikkat! Yukarıdaki makale/haber ancak şu şekilde iktibas edilebilir:
– Kaynağın radikal.gr/tr olduğu belirtilerek
– Makalenin/haberin sonuna kaynak ekleyerek
– Bu ikisinden birine aktif link ekleyerek

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Σχετικά Άρθρα