2 Nisan 1982’de Arjantin’in Falkland ve Güney Georgia adalarını işgal etmesi ile başlayan savaş altı hafta sürdü ve Arjantin İngilizlere teslim oldu.
Hakkı olan, aldığı toprakları terk etmek zorunda kaldı İngilizlere.
Politik veya askeri bir zafer olarak kabul edilebilir belki ama hiç kimse 1982’deki bu savaşı hatırlamaz. Arjantin ve İngiltere diye bir soru sorsan herkes “Tanrı’nın eli” der.
“Tanrı’nın eli”, sene 1986 ve iki ülke arasındaki savaştan dört yıl geçmiş. Meksika’da düzenlenen dünya kupasında çeyrek finalde iki hasım eşleşmiştir. 22 Haziran 1986’da Diego Armando Maradona 51. ve 55. dakikalarda attığı iki golle İngiltere’yi 2-1 yenerek turnuva dışı bırakmıştır. Maradona attığı ilk golü, “hem biraz kafası ile hem de biraz Tanrı’nın eli” ile attığını kabul etmiştir.
Aradan 36 yıl geçti, yine bir 10 numara Arjantin’e dünya kupasını kazandırdı. Karşısında yine bir sömürgeci devlet olan Fransa. İlk 11’i safkan Fransızlardan (!) oluşan bir ulus devlet.
Futbol tarihi anlamında önemli bir yer edinecek olsa da, konjonktürel anlamda 1986’nın gölgesinde kaldığı her dakikasında hissettiğimiz bir mücadele sonucunda kazanan Arjantin’in 10 numarası oldu.
1982’de 72 gün süren savaşta ölen yaklaşık 1.000 Arjantinli’nin ruhu huzur buldu mu bilinmez ama… “Diego Armando Maradona, nasıl da… şlappss… kraliçenin takımına…”
Bir Yanıt